Ali Şehirlioğlu bir dizi ziyaretler gerçekleştireceği programlarında ilk olarak Alaborina Restoran’da basın mensuplarıyla buluştu.
Basın mensuplarıyla bir araya geldikleri kahvaltılı toplantıda Zafer Partisi İletişim ve Tanıtımdan sorumlu Semih Dikkatli, genel başkan yardımcıları Musa Ertugan, Özcan Pehlivanoğlu, İbrahim Kaan Ertan, Ayşenur Alp, Haydar Çakmak, Genel idari kurulu üyeleri Tunç Nazikoğlu ve Muharrem Özçelik ve parti üyeleri yer aldı.
'ALİ ŞEHİRLİOĞLU; 'BİZ KORKMUYORUZ AMA SABRIMIZI TAŞIRMASINLAR!''
Genel Başkan Vekili Şehirlioğlu, Genel Başkanları Ümit Özdağ’ın tutuklanmasıyla alakalı hukuki süreçten bahsederek “İki hafta önce Antalya’da İl Başkanları Toplantısı’nda, Genel Başkanımızın bir ifadesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanına hakaret davasıyla gözaltı ve ifadeye çağırma kararı aldı. Bu iddianın İstanbul’da olması gayri hukuki bir davranıştır. Bunun Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değerlendirilmesi gerekirken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı değerlendirdi. Ankara’da bir yemek esnasında, etrafı polislerle dolu yollar kapatıldı ve yanında üç koruması olduğu halde Genel Başkanımız gözaltına alındı.
Alt yazıların geçtiği an bile ABD Başkanı Trump’ın yemin saatine denk geliyordu. Bu durum tamamen kurgulanmış bir olaydır. Hiçbir şekilde Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması oluşturulamaz, çünkü Cumhurbaşkanının ikameti Ankara’dır, Genel Başkanımızın ikameti de Ankara’dır. Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasından bir sonuç bulamayınca, sekiz ay önce Kayseri’de yaşanan olaylara yöneldiler.
Divan olarak toplandık ve oraya Genel Başkan Yardımcımız ile üst düzey bir yöneticimizi gönderdik. Bu hassasiyetimizi burada net olarak açıklamak istiyorum. Orada, ilk andan itibaren güvenlik güçlerimiz o arkadaşlarımızın yanındaydı. Hatta “İyi ki geldiniz, bize destek oldunuz” mesajları verdiler. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu isteği üzerine, Kayseri’deki olaylara bizim sebebiyet verdiğimiz iddia edildi. Olay, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasından, insanları kin ve öfkeye teşvik etme eylemine dönüştürüldü.
O günkü olayda 1065 kişi gözaltına alındı, ancak gözaltına alınanlar arasında bir tane bile Zafer Partili yoktu. Bu olay tamamen bir tezgâhtır. Aynı anda, birkaç gün içerisinde Suriye sınırında tırlarımıza yönelik saldırılar gerçekleştirildi. Bizim kendi kabuklarımıza, Türk bayrağını yedirmeye kadar uzanan bu saldırıları, bu olaylarla bağdaştırıp suçlamaya kalktılar. Ancak bu suçlamalar için ellerinde hiçbir somut delil olamaz.
Bu haksız tutuklamanın, Sayın Genel Başkanımızı susturacağını zannettiler. Ancak, cümlenin başında da söylediğim gibi, elektrik kesintileri olduğunda mumu ya da feneri aramakla zaman harcarsınız. Ama daha donanımlı bir sisteminiz varsa, elektrik kesildiği anda jeneratör devreye girer.
Biz korkmuyoruz, bizi tutuklamalarından korkmuyoruz. Ama biz Devletçi insanlarız. Devlete saygımız var, bu yüzden bu karıştırılmasın. Ancak bizim de bir sabrımız var, kimse sabrımızı taşırmasın.
Zafer Partisi, tüm kurumları ve kadrolarıyla devrededir ve dimdik ayaktadır. Siyasi camiadan büyük destekler gördük.” şeklinde konuştu.