Karabük’ün Safranbolu ilçesinde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında kadınlar, ellerinde dövizler taşıyarak yürüdü.
Safranbolu'da; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerle kutlandı. Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse ve STK’ların öncülük ettiği program, Sunal Tülbentçi Öğretmenevi önünden yürüyüşle başladı.
Kadınlar ellerinde, 'Eşinin şekillendirdiği kadına hayır', 'Cehaletin tek korkusu kadındır. Çünkü kadın öğrenirse çocuklarına öğretir', 'Şiddet değil sevgi görmek istiyoruz', 'Dünyayı kadınlar yönetiyor olsaydı hiç savaş olmazdı', 'Kadın insandır, erkek ise insanoğlu' yazılı dövizler taşıdı. Şarkılar ve alkışlar eşliğinde Misak-ı Milli meydanına gelen kadınlar burada etkinliklerine devam ettiler. Saygı duruşunda bulunulması ve istiklal marşının okunmasıyla başlayan etkinlik, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse’nin çelenk sunumu ile devam etti. STK’lar kürsüde günün anlam ve önemine ilişkin basın açıklamalarını gerçekleştirdiler.
STK’ların ardından, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse bir konuşma gerçekleştirdi. Başkan Elif Köse’nin burada yaptığı coşkulu konuşma, kadınların alkışları ile sık sık bölündü. Başkan Köse konuşmasında, toplumsal cinsiyet eşitliğinden, kadına yönelik şiddete karşı verilen mücadeleden, çalışma hayatında ve sosyal hayatta kadının yaşandığı sıkıntılardan, kadınların kalıp sığdırılmaya çalışılmasından, kadın cinayetlerine kadar birçok konuya değindi.
" width="560" height="315" frameborder="0" allowfullscreen="allowfullscreen">
Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, Misak-ı milli meydanında gerçekleştirdiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi.
“Bugün tarih boyunca hak ve özgürlükleri başta olmak üzere emeği için verdiğim mücadelelerin ciltler dolusu kitap sığmayan emekçi kadınların yani bizlerin günüdür. 8 Mart Dünya kadınlarının taleplerini birlikte daha gür haykırdıkları kendilerini toplumda eşit bir birey o k yoksayan çağdışı zihniyetlere karşı çıktığı, kadını sömüren aşağılayan yok eden sistem ve zihniyetlere karşı omuz omuza mücadele verdiği gündür. Ancak bu yıl Dünya kadınlar gününün 150 yılını aşmasına rağmen, kadınların haklarında taleplerinde hala çok şey değişmemiştir. 2022 yılına savaş ne kadar yakışmıyorsa, kadın hakları mücadelesi verilmesi, hala bu bilince ulaşılmaması da çok üzüntü verici bir durum. Yıl 2022 bizler hala haklarımızı almak için uğraşıyoruz. Bizler 8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününün; kadınların, eşitlik bağımsızlık, özgürlük, politik,ve ekonomik haksızlıkların giderilmesi cinsiyet ayrımcılığının sona erdirilmesi, kadın uygulanan her türlü şiddetin önlenmesi, saygın yaşam ve insan onuruna yaraşır çalışma koşullarının sağlanması yolunda verdikleri mücadelenin simgesi olduğuna inanıyoruz. Ve hiçbir ülkenin kadınlarının emeği ve katkısı olmadan sağlıklı bir şekilde gelişmesini kalkınmasına demokratikleşmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz."
"Hakları hiçe sayılan kadın, kadınlık bilinci ve erdemi çürümüş bir toplumsal yozlaşmayı beraberinde getirir."
"Bu dünyanın, ülkemizin, kadın zekasına, kadın bakışına kesinlikle ihtiyacı var. Buna hepimiz yürekten inanıyoruz. Günümüzde de kadınların; sosyal, ekonomik ve politik katkılarına her zamankinden fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Her yıl 8 Mart Dünya kadınlar günü geldiğinde kadınların çalışma hayatı ve sosyal yaşamdaki kadın profili gözler önüne seriliyor. Siyasetten sanata, eğitime, medyaya,kadınların katılımlarının ne kadar az olduğuna vurgu yapılıyor. Gündem böylece geçiştiriliyor ancak biz 8 Mart’ı sadece kadınların yılda bir kez hatırlanmaları değil, sorunlarının çözümüne kadar tartışılması için bir fırsat ve imkan o k görüyoruz. Bu nedenle tüm söylem ve teşviklere rağmen, kadının toplumsal hayatta ve siyasette var olmayışının nedenlerini kendi tarihi tecrübelerimiz ve toplumsal geleneklerimiz ışığında yeniden ve gerçekçi bir şekilde irdelememiz gerekiyor. Kadınlarımız ekonomik ve sosyal hayatta var! İş yaşamında var! Ancak sorunlarıyla var, açmazlarıyla var, kronik dertleriyle var! Unutulmaması gerekir ki kadın haklarıyla kadındır. Hakları hiçe sayılan kadın, kadınlık bilinci ve erdemi çürümüş bir toplumsal yozlaşmayı beraberinde getirir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün,“insan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşuyor. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin de bütünü ilerleyebilsin. Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça öteki yarısı göklere yükselebilsin” demiştir. Demokrasinin en somut ve en meşru aracı olan sandığa seçmen o k kadının iradesinin yansıması kadınlarımıza yetmemektedir.”
"Namusun, sadece kadının namusu şeklinde sorgulanamayacağını, erkeğin de namusu olması gerektiğini anlatacağız."
“ Hayatımızı şekillendiren tüm alanlarda gerek karar alma mekanizmaları gerek temsil organlarında daha fazla yer almak ve geleceğin şekillenmesinde aktif birey olmak istiyoruz. Ülkemiz, Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlerken her zaman olduğu gibi asıl itici güç biz kadınlar olacağız. Okuyacağız okutturacağız, kadını ikinci sınıf geri kalmış kültürleri değil, karşısındakini önce insan o k anlamayı gerektiren yaklaşımları anlatacağız. Erkeğin sahiplenmesindeki kastın sadece duygusal sahiplenme olduğunu, kadının kimsenin malı olmadığını anlatacağız. Kadınların sadece anne olduğunda değil, her halinde var oluşundan itibaren kutsal olduğunu anlatacağız. Namusu sadece kadının namusu şeklinde sorgulanamayacağını, erkeğin de namusu olması gerektiğini anlatacağız. Tüm derdi sadece çalışıp eve ekmek götürmek olan kadının, kendini bilmez erkek sıfatındaki canlıların her isteğine boyun eğmek zorunda olmadığını anlatacağız. Televizyon programlarında kadın programı diye sunulanların, aslında toplumsal uyutma olduğunu, herkesi kapsadığını anlatacağız. Bir ürünü satmak için illaki bir çıplak kadın imajının kullanılması gerekmediğini anlatacağız. O nedenle işimiz çok. Tüm bunları en yakınlarımızdan başlayarak yapacağız. On bunları anlatırken, okuturken, biz daha çok okuyacağız. Bizler güçlü bir toplumda yaşamak istiyorsak, kadını ve erkeği ile tüm toplumun kesimlerine güçlendirmek, haklı taleplerini bir an önce gerçekleştirmek zorunda Olduğumuza inanıyoruz. Elde ettiği hakları sonuna kadar koruyup geliştireceği inancıyla tüm kadınlarımızın bu anlamlı gününü kutluyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”
Başkan Köse’nin konuşmasının ardından bütün kadınlar rengarenk balonları gökyüzüne bıraktılar. Atatürk anıtına ellerindeki karanfilleri bırakan kadınlar hatıra fotoğrafı çekildiler.
Karabük CHP İl Başkanı Abdullah Çakır ve İyi Parti İlçe Başkanı Bilal Aslan’da etkinliğe katılım sağladı. Etkinliğe katılan kadınların yanı sıra erkeklerin ellerinde dövizlerle orada bulunması dikkat çekti. Etkinlik, Misak-ı Milli Demokrasi Meydanı’nda son buldu.