Son aylarda Karabük Üniversitesi ciddi şekilde eleştirilerin odak noktası oluyor. Bu eleştiriler hem ülkede hem de uluslararası kamuoyunda gerek üniversitenin gerek se şehrin adının,  hafızalarda oldukça kötü bilgiler ile yer almasına neden oluyor.
Özellikle sayıları 10 bini geçen yabancı öğrenciler üzerinden yapılan bu eleştiriler öyle yalanır yutulur cinsten, aman olur böyle şeyler bağlamından çok öte de duruyor.
Bir bakıyoruz yabancı öğrenciler üzerinden kazanılan kimilerine göre binlerce kimilerine göre yüzbinlerce Amerikan Doları.
Bir bakıyoruz tam gündemden düştü derken çayda boğulan, öldü-ölümüne sebebiyet verildi iddiası ile mahkeme süresi devam eden ve dünya gündemine düşen yabancı öğrenci.
Bir bakıyoruz açık genelev, fuhuş vs iddiaları ile yine ulusal gündemde.
Bir bakıyoruz,  frengi, tüberküloz (verem) kol geziyor iddiaları.
Bir bakıyoruz akademik hocalar üzerinden, cübbeli, sakallı, şuralı buralı yabancı kökenli vs eleştirileri.
Son olarak da Üniversite’nin kadrolu bir akademisyeni Ak Parti’nin kuruluş yıldönümünde demokratik eleştirileri aşıp siyasi eleştiriler yapıyor.
Şimdi bu kadar eleştiri de nihayetinde bir yanda tercih eden öğrenci kalitesini, diğer yanda, eğitim kalitesini, akademisyen kalitesini dibe doğru çekiyor. Tercih edilebilirliğini alt sıralara doğru itiyor. Kentin adına verdiği zarar da işin başka boyutu.
Peki bunca şey olup biterken Karabük Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık ne yapıyor?
Hani derler ya kafasını kuma sokuyor. Dışarıdan görünen tam da öyle.
Gemi batacak, sağdan soldan top gülleleri geliyor kaptan orta da yok.
İmam susunca cemaat uyur misali, Rektör sessiz kalınca üniversite içerisinde bu eleştirilerden rahatsız olanlar da kendilerini susmak zorunda hissediyor. Hatta bana necilik boyutuna eviriliyor.
Ya Allah aşkına sizin atanmanızda altında imzası olan Sayın Cumhurbaşkanı’nın Genel Başkanı olduğu Ak Parti’ye, sizin Rektörü olduğunuz Üniversitedeki bir akademisyen demokratik teamülleri aşıp siyasi söylemlerle çok ağır ithamlarda bulunuyor. Siz ise susuyorsunuz! Bunun bir izahı var mı?
Bütün kamu kurumları kendilerine yapılan ithamlar ile ilgili cevap refleksini oluşturmuşken sizin hep geride durmanızın bir açıklaması var mı?
Bakın İletişim Başkanlığına gerektiğinde nasıl zamanında ve anında cevapları açıklamaları ve hatta savunmaları yapıyor.
Birtakım çevrelerde koskoca Profesör hocaya akıl vermek sana mı düştü denilebilir, ya da kendisi bu şekilde düşünebilir ama biz hem eleştirilerimizi hem de tavsiyelerimizi söylemeyi tercih ettik.
Yapılan eleştiriler demokrasi kuralları içerisinde kaldığı müddetçe bence vazgeçilmez şekilde olmalı.
Ancak bu eleştiriler ülkemizin milli menfaatlerine zarar verme noktasına gelir ise, siyasi eleştiri görünümüne bürünür ise o zaman bu eleştirilere karşın hem yasal zeminde hem de sosyal zeminde toplum karşısında en sert tedbirlerin alınması kaçınılmazdır.
Geminin kaptanı ortaya çıkıp tüm maharetini ortaya koymalıdır. Perde arkasından sessiz sedasız gereğini yapıyoruz yetmez. Nelerin yapıldığını, sonuçlarının neler olduğunu toplumunda bilip öğrenmesi lazımdır. Ki başka birileri buna benzer yollara yeltenirken birkaç defa düşünsünler.
Bunca eleştiriler gündemde iken, ulusal kanallarda haberleri izlerken, yorumları dinlerken hep gözlerimiz Rektör Fatih Kırışık’ı aradı. Ha şimdi bağlanacak, ha şimdi canlı yayına çıkacak, ha şimdi açıklaması haberlerde yer alacak!
Fakat tüm bu beklentiler boş kaldı. 
Tavsiyemiz odur ki, çevresindeki danışmanlarını, basın ve medya gurubunu derhal gözden geçirmelidir. Öngörebilir, üretebilir, çözüm bulabilir, kitaptakini değil hayatın gerçeklerini okuyabilen yakın çalışma arkadaşları bulmalıdır.
Yoksa Karabük Üniversitesi tabiri caiz ise “şamar oğlanı, sürekli yumruk yiyen boksör" olmaya devam eder.
Ne kadar daha susacaksınız Sayın Hocam!

Editör: Sait Alıcı