Metin Türker, vasiyetinde iki tane emanetten söz etmişti. Hem de hastalığının tedavisi için Ankara’dan Amerika’ya yolcu edilirken. Hatırlayan var mı?
O üzüntülü hali ile bile, “Kardemir’e sahip çıkın, Karabükspor’a sahip çıkın” vasiyetinde bulunmadı mı?
Elbette bu vasiyetinin ilk muhatapları mensubu bulunduğu, omuz omuza açlık grevi, 137 gün şanlı direnişi yaptığı çelik işçisine ve geride kalan yöneticilerine değil miydi?
Ne oldu peki bu emanetler?
2000 li yılların başından itibaren günümüze kadar gelen gerek Genel Başkanlar, gerekse Karabük Şube başkanları ne kadar sahip çıktılar bu emanetlere!
Bugün 3. Ligde averaj takımı olana kadar ne yaptılar?
Kasası tam takır kuru bakır bırakılırken, yüz milyonun üzerinde borç batağına saplanırken hangi kıllarını kıpırdattılar!
Ya Kardemir!
Herkes gördü ki bu şirket istenirse kar rekorları kırabiliyor. İlk altı ayda açıklanan 1.5 trilyon lira kar ettiği gibi. Demek ki oluyormuş!
Peki, yıllardır yerel ve ulusal basına sık sık konu olan, “bu şirket zarar ettiriliyor iddiaları” karşısında hangi mücadeleyi verdiler?
“Aman şirket zararda, yatırımlar var, bu sefer sözleşme düşük bağlanacak, fedakarlık lazım” sözleri karşısında, “neden zarar ediyor, neden az kar ediyor” sorgusunu hiç sorguladılar mı?
Ne oldu emniyet supabı o k konan Kardemir A gurubu işçi hisselerine?
Çeşitli yollar ile bu hisselerin bir bir elden çıkışı karşısında neden sustular?
Çalışanlar Vakfı ne oldu? Neden tasfiye oluverdi?
2017 yılı kongresi öncesi “Yöremizin insanı padişahım sen çok yaşa” manasına gelen dek syona bu soruları hiç sormadan imza atan Sendika başkanı kim di?
Sosyal Hayat Bitti
Tenis kortları, yazlık kışlık sinemaları, işçi, memur, mühendis lokalleri, yazlık kamp alanları, konserler, sanatsal faaliyetler ile Türkiye’nin en sosyal kentlerinden birisi olan Karabük, çelik işçisinin gün gün kazanımlarını kaybetmesi ile nerede ise ölü şehir haline gelmedi mi?
Çelik işçisi bu kazanımlarını kaybederken sadece bakınan Sendika Başkanları kimler?
Anlaşılmıştır ki çelik işçisi ne kadar güçlü, ne kadar kent üzerinde etkin, şehir de o kadar etkin olmuştur ve olacaktır. Çünkü itici güç ilk başka Çelik İş Sendikasının Karabük Şubesidir. Çünkü en büyük sivil toplum kuruluşudur.
Çelik İşçisi Diriliyor
Geçmişi şanlı direniş ve mücadele ile dolu Çelik işçisi küllerinden yeniden diriliyor. Öyle bir tek yumruk olmuş ki sanki o yumruk havaya kalkarken “geliyoruz” diye haykırıyor. Kardemir içindeki müdürlüklerde, kısımlarda, Karçel'de, Kardökmak'ta, Kardemir dışındaki iş yerlerinde, Mescier'de her toplantı tam kadro. Gönülden, yürekten, hissederek. Öyle bir dip dalgası ki bunun önünde durabilene aşk olsun. Niyetlenenler de bir bir geri çekilip, “duymadık, görmedik, bilmiyoruz” deyiveriyor. Bu dalga “suyun sel olup yatağındakileri temizlediği gibi” önce sendika yönetimini, sonra Karabük sosyal hayatını etkileyecektir. Domino etkisi yaratacaktır.
Gördüğümüz, duyduğumuz, konuştuğumuz, çelik işçisi, o suskun sessiz, önüne konana gönüllü gönülsüz evet diyen görünümünden sıyrılmış, tek ses, tek yumruk olmuş adeta yeniden diriliyor.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Karabük Derin Haber sitemize
abone olun.