“Bakandan Şehrin Karantinaya Alınmasını İstedim”
Belediye o k çok daha önce virüse karşı önlem almaya başladıklarını, ancak Sağlık Müdürlüğünden “Panik yaratır” şeklindeki cevap aldıklarını vurgulayan Vergili; "Şubat’ın ilk haftasından itibaren dezenfekte çalışmalarını başlattık. 11 Şubat’ta İl Sağlık Müdürlüğü ile irtibata geçtik. Karabük’ün giriş ve çıkışlarına, Şehirlerarası Otobüs Terminaline birer kontrol noktası kurulsun. Şehre giriş ve çıkış yapanlar kontrolden geçirilsin. Bize şöyle bir cevap verildi. Bu uygulama Türkiye’de bir panik yaratır. Ancak ısrarlarımız sonucunda son 10 günde şehir giriş ve çıkışlarında kontrol noktaları kuruldu. 19 Mart’ta Sağlık Bakanına özel bir faks çektim. Sizlere yalnızca son paragrafını okuyayım. Türkiye’nin en yaşlı şehirlerinden biri olan Karabük’teki bu aksaklıklar ve koordinasyon eksikliği bizleri büyük bir endişeye sevk etmekte. Çünkü şu ana kadar, umre ziyaretinden dönenler ve Safranbolu’yu ziyaret eden turistler olmak üzere. Karabük’e giriş yapanlar herhangi bir kontrolden geçmemekte. Dolaylı yollardan öğrendiğimize göre Karabük’te Covid-19 teşhisi tedavi altına alınanlar bulunmakta. Karabüklüler, ileride vahim sonuçların doğmaması için yurtdışından gelenlerin karantina altına alınmasını beklemekte. Bu nedenle şehrimizin giriş ve çıkışlarının kapatılmasını ve Karabük’ün tamamen karantinaya alınması talebimizi bilgilerinize arz ederim.”“Biz Mezarcı Mıyız?”
Şehrin korunmasıyla ilgili hiçbir ciddi toplantının yapılmadığına ve kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliğine de dikkat çeken Vergili; “Biz mezarcı mıyız? Bu güne kadar şehrimizin korunmasıyla ilgili hiçbir gerçek toplantı yapılmadı. Şehrimizin dinamikleri göz önünde bulunduru k, istenilen hiçbir tedbir alınmadı, yalnız Sağlık Bakanlığının önerileriyle yapılması istenilenlerin yapılmasına gayret edilmiştir. Ama bunlar yeterli midir? Kesinlikle yeterli değildir. Biz Karabük’ü karantina alın derken, Karabük’e 1700 Cezayirlinin gönderilmesi, bu işin nasıl bir vahim noktaya ulaşacağının gerçeğidir. Ve biz bunu yerel yetkililerden değil, yerel basın mensuplarından öğrendik. Ve ben bunu yerel basından öğrenmeme rağmen harekete geçtim ve Karabük’ün en etkili siyasileri ile irtibata geçtim. Kendileri bize; Karabük’e böyle bir grubun gelmeyeceğini söyledi ve bir gün sonra 1700 Cezayir vatandaşı Karabük’e sevkedildi. Her şeyden önce 500 km mesafeden gelen bu insanların bu hastalığı nasıl yayacağını siz düşünün. Türkiye nasıl bir tehlikede, Karabük nasıl bir tehlikede, bunu siz Karabüklü vatandaşlarımın takdirlerine bırakıyorum" ifadelerini kullandı. Yöneticiler ile Karabük Belediyesi arasında her hangi bir koordinasyonun olmadığını da sözlerine ekleyen Vergili; "Şu anda yerel yöneticilerimizle bizim belediyemiz arasında herhangi bir koordinasyon yok. Bizim belediyemiz hiçbir zaman dikkate alınmamaktadır. Biz yalnız; mezar yerleri hazırlamakla görevli kuruluş o k görülmekteyiz. Bu işler ilgili kısa ve uzun vadeli programlar yapılması gerekirdi. Milletvekilleri, valilik ve belediye başkanları mutlak surette bir araya gelip, Karabük’ün siyasi kişilikleri bu ciddi kararları alıp, eyleme sokması gerekirdi. Ama maalesef biz Sağlık İl Müdüründen bile doğru bilgiler alamıyoruz. Sağlık İl Müdürü bize valiliğin onayı olmadan hiçbir bilgiyi aktaramıyor. Bu son derece vahim bir uygulama..! Ben size şöyle söyleyeyim, bu günlerimiz son derece iyi günler. Karabüklülerin ileride çok daha sıkıntılı günler içerisinde olacağı bir malumdur. Ama Karabüklülerin birlik ve beraberlik içerisinde bu zor günleri de atlatacağına can-ı gönülden inanıyorum." şeklinde konuştu.
Editör: Haber Merkezi