Sevim Akgül Yıldırım, babası öldükten sonra her gün açtığı dükkanı, oğlu dünyaya geldikten sonra 9 aydır sadece iş olduğu zamanlar açıyor. Müşterilerinin telefonla araması üzerine yaklaşık 300 metre uzaklıktaki evinden bebeği ile gelip dükkanı açan Yıldırım, bir süre çalıştıktan sonra tekrar evine dönüyor. Yıldırım, yine çeşitli nedenlerle kilitli kalan müşterilerinin ev ve işyerlerinin kapılarını açmaya da kucağındaki bebeğiyle gidiyor. Yıldırım’a, özellikle kapı açmaya giderken, yerel gazetede çalışan eşi Ayhan Yıldırım da yanına giderek yardım ediyor.
Sevim Akgül Yıldırım, çocukluğunda oyun oynamak yerine hep babasına yardım ettiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Benim mesleğe başlamam baba aşkı. Önce babama, sonra da babamın yaptığı her şeye aşık oldum. Ben hep çilingir sofrasında yemek yedim. Kapı açmak için gittiğim yerlerde, ‘Kapıyı sen mi açacaksın? Sen yapamazsın. Kapıyı bozma. Elinin hamuruyla erkek işine karışma’ gibi tepkilerle karşılaştım. Eğer gittiğim müşteri kadın ise ‘Biz bayanların yapamayacağı iş yoktur’ gibi diyenler de oluyor.”
Bebeğini kimseye emanet edemediğini, bu yüzden yanından ayırmadığını söyleyen Yıldırım, “Annelik hiçbir kadına zor olmaz. Sağ olsun eşim de çok yardımcı oluyor. Oğlumun durumuna göre dükkana gelip gidiyorum. Daha çok kapı açma ağırlıklı çalışıyorum. Anahtar yaptıracaklar aradığı zaman yakın olduğu için oğlumla birlikte yürüyerek geliyorum dükkana. Anahtarı yaparken oğlumu müşteriye tutması için rica ediyorum. Ya da pusette duruyor. Oğlumla birlikte kapı açmaya gidiyorum. Açmada zorlandığım kapılar olduğu zaman oğluma ya eşim bakıyor ya da müşteri yardımcı oluyor. Bazen de polis eşliğinde kapı açmaya gidiyorum” dedi.