Karabük’ün dünyaca ünlü Safranbolu ilçesinde Sarıtunç ailesine ait 800 yıllık deri üretim atölyesi artık ilçe turizmine katkı sağlıyor. Orta Çağ’ın en önemli seyyahı kabul edilen İbn-i Battuta’nın seyahatnamesinde Safranbolu’yu anlatırken "Tepe üzerine kurulmuş küçük bir şehir. Eteklerinde hendek var" şeklinde tarif ettiği Tabakhane bölgesinde yer alan deri üretim atölyesi, geçmişe de ışık tutuyor. 1800-1900’lü yıl kadar 84 deri üretim atölyesinin bulunduğu Tabakhane bölgesi, geçmişte dericilikte önemli bir üretim alanı o k yıllarca hizmet etti. Ayrıca atölyelerde derilerin tabaklanması esnasında çıkan atıklar Safranbolu’nun dünyaca ünlü tarihi evlerinin imarında da kullanıldı. 1937’de Karabük Demir ve Çelik Fabrikalarının kurulmasının ardından işçi sıkıntısı çeken Tabakhane esnafı atölyeleri bir bir kapattı. 1960 darbesiyle birlikte yaşanan ekonomik kriz sonrası birçok esnaf atölyesini kapattı. Son deri üretim atölyesi olan Sarıtunç ailesine ait atölye de 1999 yılında faaliyetlerine son verdi. Sarıtunç Gezi Tabakhanesi'nin sahibi İsmail Sarıtunç yaptığı açıklamada atölyeyi artık turizme hizmet için kullandıklarını söyledi. Yaklaşık 2,5 yıl önce atölyeyi "Sarıtunç Gezi Tabakhanesi"ne çevirdiklerini, geçmişte kullanılan makine ve teçhizatların sergilendiğini ifade eden Sarıtunç, "Dedelerimiz zamanında işletim havuzlarda başlardı, küplerin içerisinde kireçliklerle derilerimizin tüylerinin salıverilmesi sağlanır. Küpümüzün dibinde arta kalan kireçli ve kıllı atıklar evlerimizin imarında ’kıtık’ o k adlandırılıp kullanılırdı. Derilerimizin tabaklanması tamamıyla bitkisel yöntemlerle olur, tabaklamaya hazırlık safhasında ise deriye verilen kirecin arındırılması gerekirdi" diye konuştu.

Bir ton deriye 50 ton su

Tabakhanede bol su kullanılmasından dolayı atölyelerin dere kenarlarına kurulduğunu anlatan Sarıtunç, şunları kaydetti: "O dönemlerde kızılçam ağacı kabukları, meşe palamutları ve tetra yaprakları köylülerimiz tarafından toplanıp tabakhanelerimizde öğütülürdü. Sıcak sularla harç yapılıp, derilerimiz 5 ay küplerin içerisinde karıştırı k tabaklanma işlemi sağlanırdı. Bakır kazanlarda ısıtılan sıcak sular da kök boyalar ve astar boyalar için kullanılır. Hayvanların iç yağlarıyla da derilerimize su geçirmezlik özelliği kazandırılırdı. Daha sonra üst kata çıkarılan derilerimizin kurutulması, gergisi, açkısı gibi işlemleri yapılır ve satışa hazır hale getirilirdi. Bu tabakhanelerimizde işlemler su ile gerçekleştirilir. Bir ton derinin üretilebilmesi için 50 ton suyun kullanılması gerekirdi." Sarıtunç, mesleğin tıpa da hizmeti bulunduğunu söyledi. Kurulan "bağırsakhaneler"de cerrahide kullanılan "katgüt" adı verilen ameliyat ipliklerinin üretiminin de yapıldığını sözlerine ekledi. " width="853" height="480" frameborder="0" allowfullscreen="allowfullscreen">
Editör: Haber Merkezi